Araştırmacı Yazar Ramazan Kıvrak, uzun yıllardır tartışılan bir konuyu sosyal medya hesabından gündeme getirdi. Kıvrak atadan Fethiye’li olduğu halde 20 yıldır Ölüdeniz’e giremediğine dikkat çekti ve “neden?” diye sordu. Kıvrak, herkesin kendi yöresinin nimetini bilmesi, bulması ve hakkını alması gerektiğini söyledi. Yıllardır yörük kültürü üzerine sayısız çalışmaya imza atan Ramazan Kıvrak bu durumu sorgulamasını eleştirenlere; “parasızlıktan ölüdenize giremiyenler, hakkı yenen fakirler, savunmaya, cevap vermeye kalkarsa üzülürüm” dedi.
Zengin olmayanların girebileceği deniz, kumsal aranıyor diyen Ramazan Kıvrak; “parası olmadığından evladını askere gönderen, en az üç çocuk yapın deniliyor ya, üç çocuk yapan asgari ücretli, işsiz, çiftçi, küçük esnafın denize girmesi için kumsala giriş parası, şemsiye, şezlon, çay, tost 100 ile 500 TL’yi bulunca. Vatandaş, uğruna ölecek kadar sevdikleri, atalarının kan can vererek kazandıkları, kurtardıkları, korudukları vatanın; denizine girmek için ücretsiz yada güçlerine göre deniz kıyısı aramaya başladılar. Ücretsiz olan; deniz kıyısı, antik kent, doğal güzellik bulan varsa, askere giden fakirlere, şehirliyi doyuran köylülere. Hizmet sektöründe çalışanlara. İşçilere, işsizlere, çaresizlere haber versin. Onlarda denize girebilsinler, gezebilsinler. Yarın savaş çıksa savaşacakları, canlarını verecekleri vatanın güzel yerlerini görsünler” dedi.
“Paralı yerleride söyleyin. Kapıdan dönmesinler, üzülmesinler, yorulmasınlar” diyen Kıvrak; mesala; padişah Yavuz Sultan Selim’in halifeliğini getiren kahraman askerlere verilen yurtta, nesiller boyu, Fethiyede yaşayan torunlarından, Osmanlı ve öncesinde Fethiye’yi ve civarını canla başla korusun deyi yerleştirilenlerin torunlarından, canla başla Çanakkale’de, kurtuluş savaşında (listesi askerlik şubesinde vardır) savaşanların torunlarından olanlardan, terörle mücadelede, en zor yerlerde askerlik yapanlardan, şehit gazi yakınlarından kaç Fethiyeli, Ölüdenize tatil yapabilmiştir?
Lütfen istediğim zaman Ölüdeniz’e tatil yapıyorum, denize giriyorum, yada giremiyom diyenler yazsınlar bilelim. Mesala ben 600 yıldır atadan Fethiyeliyim, dedelerimin kışlak Yörük yurdu olduğu halde 20 yıldır ölüdenize giremedim. Şimdi fethiyede yaşayanlar ölüdenize neden giremiyor diye İhalesini, işletenini soracağım ancak, zenginler, bürokratlar, siyasi egemenler, Nimet yiyenler değilde, parasızlıktan ölüdenize giremiyenler, hakkı yenen fakirler; savunmaya, cevap vermeye kalkarsa üzülürüm. Hakları yenen, Fethiye’de yaşayan 160.000 kişinin içinde, yada Fethiye’ye tatile gelen yüzbinlerin içinde olupta, hak yiyen üç beş kişiyi savunmak, Yine hakları yenen Türkiye’de yaşayan 80.000.000. kişinin içinde olupta, hak yiyen 8.000 yada 80.000 kişiyi savunmak nasıl bir duruştur. Anlamıyorum. Burada helal kazanan zengine lafımız yoktur. Gelirine haram, hak karıştıranadır lafımız. Güçlüyü savunan zayıfa, zengini savunan fakire, zalimi savunan mazlumadır lafımız. Burada iktidar değişsede, değişmeyen şeyler vardır. Böyle giderse; hakkı yenenlerle, hak yiyenlerin hep var olacağı dır. Bu haksızlıklar partisel kavgalarla çözülemez. Çünkü seçim kazananlar nimeti de kazandım sanıyor. Fakire, fakirlikten dolayı kapalı, zengine, zenginlikten dolayı açık hale getirilen; Ölüdeniz ihalesinden, milletin haberi olduğunda. Ayrı partili olan Fethiye belediyesi ayrı eylem, ayrı partili Ticaret Odası yönetimi ayrı ayrı eylem yapmaya kalkışmış, Fethiye’de yaşayan her partiden insanlar gavak gölgelerinde kordon boyunda, sebze tarlalarında sadece laf etmişler. Bir kısım ya gerçek uykuda, yada uyuyormuş gibi yapmıştı. Suya, sabuna dokunmadığından gönlüde görünüşüde gararanlarda vardı. Bir araya gelip birlikte hareket edememişlerdi. Herkes payına düşen lafı alsın diye, Bu da özeleştiridir. Hepimiz herkes gafletten payımıza düşeni alalım. Çare; zenginler, egemenler parti ayırmadan birleşebiliyorsa. hakkı yenenlerde, parti ayırmadan birleşmeli. Haklarını korumalıdır. Uykudakiler ancak rüya görürler, uyanık olanlar ise gerçekleri görürler” dedi.
900 yıl önce Kazık belinde Haçlıları savaşta yenenlerin torunlarından olan Yörükler, efeler, 100 yıl önce Denizli müftüsü, Çal müftüsü ile birlikte (köy köy isim isim listesi vardır) kurtuluş savaşında savaşanların torunlarından kaç Denizli’li Pamukkaleye gidip tatil yapabilmiştir? Gezebilmiştir? Giriş bileti ne kadardır? Bilen varmı? Bir ailenin hepsi girerse birşeylerde yerse askeri ücretli bu parayı kaç günde kazanabilir, bilen varmı? Herkes kendi yöresinin nimetini bilmeli, bulmalı, hakkını almalı.
Acaba dünyada, ülkede, yörede, nimet, külfet dağıtımında adaletsizlik var mı? Ya da hakların hakça paylaşıldığı adalet varmı?
Külfet çekip, nimetten hakkını alamayanlar susarsa, nimet yiyenler, hak yemeye devam ederler” dedi.
Ramazan Kıvrak’ın paylaşımının ardından konuya ilişkin olarak çok sayıda yorum yapıldığı görüldü.
Haber Servisi