Kelebekler Vadisinde 7 aylık hamile eşini ferdi kaza sigortası ücretini alabilmek için iterek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanıp H. Aysal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kelebekler Vadisinde, yaklaşık 3 yıl önce kayalıklardan düşerek yaşamını yitiren 7 aylık hamile eşi 32 yaşındaki Semra Aysal’ı, 400 bin TL’lik ferdi kaza sigortası ücretini alabilmek için iterek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanıp Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan eşi Hakan Aysal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye’yi dehşete düşüren olayda, tutuklu sanık Hakan Aysal, son duruşmadaki son sözünde “Beratimi istiyorum. Böyle bir suçu kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Kararın ardından duruşmaları devamlı takip eden Semra Aysal’ın ağabeyi Nayim Yolcu “adalet bugün son sözünü söyledi ve suçluya müebbet cezası verdi. Böylelikle haklı olduğumuz kesinleşti. Bu cinayetin tasarlanmış bir cinayet olduğu da ortaya çıkmış oldu. Tabi ki acımız dinmeyecek ama bir nebze de olsun içimize su serpildi. Suçlu cezasını aldı” dedi.
Fethiye’nin Kelebekler Vadisinde, yaklaşık 3 yıl önce kayalıklardan düşerek yaşamını yitiren 7 aylık hamile eşi 32 yaşındaki Semra Aysal’ı, 400 bin TL’lik ferdi kaza sigortası ücretini alabilmek için iterek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanıp Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Hakan Aysal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanık avukatı Mehmet Buğra Çiçek, katılanlar vekili Av. Mehmet Kerem Özgen SEGBİS ile katılırken, Nayim Yolcu ile Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü vekili Av. Sunay Çelik de katıldı. Tutuklu sanık Hakan Aysal ise Kocaeli 2 nolu T tipi kapalı cezaevinden SEGBİS ile katıldı.
Mütala Okundu
Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Murat Yüksel, esas hakkındaki mütaalasını okuyup, “sanığın yaklaşık 7 aylık hamile olan eşinin olay tarihi ve son derece tehlikeli yüksek uçurumların bulunduğu Kelebekler Vadisinde yol kenarında bulunan seyir alanında metrelerce aşağıya sarp kayalıkların ucuna indirerek öğlen saatlerinde tehlikeli biçimde daracık kayalık alanda 3 saat zaman geçirmesi, bu yerde sanığın hamile eşini saatlerce bekletmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, maktülün çok kısa süren bu zaman aralığında ne şekilde düşmüş olabileceğine dair inandırıcı bir sebebin bulunmaması, yine çok kısa süreli çantadan telefonu alan sanığın bu sırada çığlık duyduğunu ancak döndüğünde eşini görmediğini, düşme anını görmediğini beyan etmesinin inandırıcı olmaması, yine buna karşılık maktülün kardeşlerine çelişkili anlatımlarında bulunması, olay tarihi itibariyle çok sayıda ziyaretçinin bulunduğu olay yerinde maktülün düştüğü alanda kimsenin bulunmaması, müştekiler tarafından banka kredisi kullanmaktan imtina ettiği belirtilen maktül adına sanıkla birlikteliği sırasında birçok kredi çekilmesi, müşteki ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere düzenli ve sık aralıklarla tehlikeli spor ve faaliyetlere katılmadığı anlaşılan maktül adına 400 bin TL teminat bedelli bir yıllık ferdi kaza sigortası yaptırması, kendi kaza sigortasının lehtar kısmında yasal mirasçılarını gösterdiği halde, maktül adına yaptırdığı kaza sigortasında lehter olarak sadece kendi ismini göstermesi, sanığın kendi beyanı, sigorta görevlisi tanığın anlatımları, poliçeye yazılan sanığın iletişim bilgileri ve kriminal raporlardan sigortanın bizzat sanığın tasarrufuyla gerçekleştiğinin anlaşılması, müştekilerin beyanlarından anlaşıldığı üzere hayatın olağan akışında evliliklerinde henüz sekiz aylarını dahi doldurmamış olduğu, hamile eşinin feci şekilde can vermesine şahit olan her insanın ölümden sonra içine düşeceği derin üzüntü halinin hiçbir emaresinin sanıkta görülmemesi, bunun yanında maktülün kardeşleriyle ölümden kısa süre sonra miras paylaşımını konuşması, mirastan maktülün kardeşlerinin pay alacağını öğrendiğinde aşırı tepki göstermesi ve olaydan kısa süre sonra 400 bin TL teminat bedelini almak için başvuruda bulunması birlikte değerlendirildiğinde sanığın cezadan kaçmaya yönelik olduğu anlaşılan, gerçeği yansıtmayan savunmasında itibar edilemeyeceği anlaşılmakla, maktülün kayalıklardan kazaen düşmediği, aksine sanığın önceden tasarladığı plan dahilinde kendi adına çekilmiş hayat sigortalı birçok kredi ve 400 bin TL bedelli kaza sigortası bulunan maktülün, çekilmiş kredileri hayat sigortalarından karşılanmasını sağlamak, maktülün kaza sigortasının tek lehtarı olarak teminatını almak ve yine krediler ile alındığını beyan ettiği araba ve maktülün diğer mirasından faydalanmak amacıyla suç tarihinde uçurum kenarındaki kayalıkların üzerinden etrafta kimsenin bulunmadığı bir anda hamile eşini iterek öldürmek suretiyle, gebe olduğu bilinen eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme suçunu işlediğinin sabit olduğu ancak iddianamede her ne kadar canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme şeklindeki nitelikli halde gösterilmişsede bu nitelikli halin, gerçekleştiği yönde delil bulunmadığı gözetilerek, sanığın eylemine uyan, gebe olduğu bilinen eşe karşı tasarlayarak, kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet verilmesine talep ve mütala olunur.” dedi.
Sanık Son Sözünü Söyledi
Duruşmada tutuklu sanık Hakan Aysal mütalaya karşı “ben böyle bir suçu kabul etmiyorum. Aşamalarda vermiş olduğum ifademi tekrar ederim. Beratimi ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Sanık müdafi Av. Mehmet Buğra Çiçek ise mütalaya katılmadıklarını belirterek “müvekkilin müteveffa öldürdüğüne ilişkin bir delil olmadığını savunuyoruz. Somut bir delil bulunmamaktadır. Beratini ve tahliyesini istiyorum” dedi.
Maktül Semra Aysal’ın ağabeyi, sanığın cezalandırılmasını talep ederken katılanlar vekili Av. Mehmet Kerem Özgen ise “mütalaya iştirak ediyoruz. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Tutuklu sanık Hakan Aysal ise son sözü sorulunca “beratimi istiyorum” dedi.
Karar 15 dakika süren aranın ardından, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Abdülkadir Ungan tarafından açıklanırken, Hakan Aysal hakkında, maktül Semra Aysal’a yönelik eylemin tasarlayarak, gebe olduğu bilinen eşi kasten öldürmek suçu kapsamında kalması nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın tutukluluğunun devamına TCK 62. Maddesi gereğince indirim uygulanmasına yer olmadığına karar verdi.
Acımız Dinmeyecek
Kararın açıklanmasının ardından Semra Aysal’ın ağabeyi Nayim Yolcu gazetecilere yaptığı açıklamada “adalet yerini buldu” ifadelerini kullandı. Nayim Yolcu açıklamasında “ Biz en başından beri adalete güveniyoruz dedik. O yönde hareket ettik. Ve adalette bugün son sözünü söyledi ve suçluya müebbet cezası verdi. Böylelikle haklı olduğumuz kesinleşti. Bu cinayetin tasarlanmış bir cinayet olduğu da ortaya çıkmış oldu. Tabi ki acımız dinmeyecek ama bir nebze de olsun içimize su serpildi. Suçlu cezasını aldı. Artık ülkemizde kadın cinayeti işleyenler suçsuz kalmayacak. Bu konuda bize gerek sosyal medyalardan, gerek arayarak, gerek dua ederek destek olan herkese teşekkür ederim. Siz değerli basın çalışanlarına teşekkür ederim. Mahkemede yanımızda olan herkese teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin” dedi.
Haber Servisi